İmplant Sonrası Enfeksiyon Belirtileri

İmplant Sonrası Enfeksiyon Belirtileri

İmplant Sonrası Enfeksiyon Belirtileri

İmplant sonrası enfeksiyon belirtileri nelerdir? İmplantın enfeksiyon kaptığı nasıl anlaşılır? İmplant iltihabı kaç günde geçer? İmplant vidasının tutmadığı nasıl anlaşılır? İmplant sinire baskı yaparsa ne olur?

Diş kayıplarının tedavisinde kullanılan implantlar, günümüz teknolojisiyle oldukça başarılı ve uzun ömürlü çözümler sunar. Ağız sağlığının korunması ve estetik görünümün desteklenmesi açısından son derece önemli olan bu yapay diş kökleri, doğal dişlere yakın bir çiğneme ve konfor deneyimi vadeder. Yine de her cerrahi işlemde olduğu gibi diş implantlarının uygulanmasında da dikkat edilmesi gereken belirli hususlar vardır. Bu noktada, implant sonrası dönemde yaşanabilecek olası enfeksiyonlar, hastaların en çok merak ettiği ve endişe duyduğu konuların başında gelir. Çünkü erken teşhis ve doğru tedavi ile kontrol altına alınabilen bu enfeksiyonlar, ihmal edildiğinde implantın başarısını olumsuz etkileyebilir ve hasta konforunu ciddi şekilde düşürebilir.

Diş implantı tedavisi, çene kemiğine titanyum veya benzeri biyouyumlu materyallerden üretilmiş vida şeklindeki parçaların yerleştirilmesiyle başlar. İşlem sırasında diş eti kesilerek çene kemiğine erişim sağlanır, uygun ölçümler yapılır ve sonrasında implant vidaları yerleştirilir. Ardından implantın kemikle bütünleşmesi için belirli bir bekleme süreci gerekebilir. Bu süre zarfında hasta, doktorun önerdiği ağız bakımını doğru şekilde uygulamalı ve kontrollerini ihmal etmemelidir. Aksi takdirde, enfeksiyon riski artabilir.

İmplant sonrası enfeksiyon riskini artıran faktörler arasında

  • yetersiz ağız hijyeni,
  • kronik hastalıklar,
  • sigara kullanımı ve
  • hekimin önerilerine tam uyulmaması

sayılabilir. Tedbirli davranmak, düzenli kontrolleri aksatmamak ve gerekli temizlik rutinlerini uygulamak, bu sürecin sorunsuz geçirilmesine büyük ölçüde yardımcı olur. Yine de bazen, en iyi bakım altında bile ufak da olsa bir enfeksiyon riski bulunabilir. Bu durumda hızlı aksiyon almak, uzman desteğine başvurmak ve gerekli tedavileri zamanında uygulamak çok önemlidir.

Aşağıdaki bölümlerde, implant sonrası enfeksiyon belirtileri ve bu konudaki dikkat edilmesi gerekenler detaylı şekilde ele alınacaktır. Ayrıca “implant sonrası apse” gibi istenmeyen durumların ortaya çıkış nedenleri, olası çözümleri ve iyileşme sürecine dair bilgiler de paylaşılacaktır. Bu kapsamlı yazı, konu hakkında merak edilenlere ışık tutarak sizleri bilgilendirmeyi ve implant tedavisi sürecinizi daha güvenli hale getirmeyi amaçlamaktadır.

Muayene ve Tedavi için Randevu

0 (552) 603 4 030
0 (212) 541 4 540
0 (212) 541 4 541

İmplant Sonrası Enfeksiyon Belirtileri

  • Şiddetli ağrı
  • Şişlik ve iltihaplanma
  • Kızarıklık
  • Kanama
  • Sıcaklık artışı
  • Ağızda kötü koku
  • Yaranın iyileşmesinde gecikme
  • Diş etlerinde hassasiyet
  • Ateş
  • İltihaplı akıntı

İmplant sonrası enfeksiyon belirtileri, bazen hafif seyirde ilerleyip çoğu hasta tarafından önemsenmeyebilir, bazen de şiddetli ağrı ve şişlik gibi bariz emarelerle kendini gösterebilir. Enfeksiyonun erken dönemde fark edilmesi, implantın uzun vadeli başarısı için kritik rol oynar. Çünkü tedavi ertelendikçe kemik kaybı ya da dokularda kalıcı hasar oluşma riski yükselir. Bu durum, implantın kaybedilmesine kadar gidebilecek tatsız sonuçlar doğurabilir.

Öncelikle dikkat edilmesi gereken temel semptom ağrıdır. İmplant sonrası normalde birkaç gün süren hafif ve tolere edilebilir bir ağrı beklenir. Ancak ağrının giderek şiddetlenmesi, beklenmedik şekilde artması veya ağrı kesicilerle kontrol altına alınamaması enfeksiyon ihtimalini akla getirir. Bir diğer önemli belirti şişlik ve kızarıklıktır. Operasyon bölgesindeki dokularda gözle görülen aşırı şişme, kızarıklık ve sıcaklık hissi, vücudun o bölgede bir savunma mekanizması başlattığının göstergesidir.

Bunlara ek olarak kötü koku veya tat oluşumu da ciddi uyarı sinyalleri arasında yer alır. Enfeksiyon nedeniyle iltihaplanma başlayabilir ve ağız içerisindeki bakteriler kötü kokuyu tetikleyebilir. Bazı vakalarda “implant sonrası apse” ortaya çıkabilir. Apsenin kendisi şişlik olarak belirginleşir, aynı zamanda dokunulduğunda sıvı birikmiş hissi verebilir ve içerik boşaldığında kötü tat ya da koku fark edilebilir. Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden diş hekimine başvurmak, tedavinin gidişatı açısından büyük önem taşır.

Diş etinde çekilme ve kanama da implant sonrası enfeksiyonun habercisi olabilir. Eğer implant etrafındaki diş eti dokusu normal iyileşme sürecinden farklı bir şekilde geriliyor, kızarıyor veya kanıyorsa, bu da o bölgede mikrobiyal bir aktivitenin arttığını düşündürebilir. Ayrıca çene kemiğinde hassasiyet hissedilmesi, ısırma ve çiğneme sırasında ağrı oluşması, implant etrafındaki dişlerde sertlikle birlikte hassasiyet gibi bulgular da göz ardı edilmemelidir.

Peki, implant sonrası enfeksiyon belirtileri net şekilde ortaya çıktığında ne yapmak gerekir? Öncelikle hekiminizle iletişime geçerek durumu aktarmalısınız. Geç kalınması halinde enfeksiyonun ilerlemesi, implantın çevre kemik dokusuna zarar vermesi ya da implantın başarısızlığıyla sonuçlanabilir. Doktorunuz bölgeyi temizleyerek uygun ilaç tedavisine başlayabilir, diş eti veya kemik dokusunu destekleyen ek prosedürler önerebilir.

Bazı durumlarda, implant çevresinde oluşan enfeksiyonun adı “periimplantitis” olarak geçer. Bu problem erken safhada yakalanırsa, ağız hijyeni protokollerinin sıkılaştırılması ve lokal tedavilerle kontrol altına alınabilir. Gecikilirse cerrahi müdahale gerektirebilecek ciddi bir tabloyla karşılaşmak olasıdır. Dolayısıyla, belirtileri hafife almamak ve düzenli kontrol randevularını aksatmamak son derece önemlidir.

İmplantın Enfeksiyon Kaptığı Nasıl Anlaşılır?

Diş implantı yerleştirildikten sonra, normal iyileşme sürecinde beklenen bazı semptomlar vardır: Hafif ağrı, minimal düzeyde şişlik ve kısa süreli hassasiyet genellikle normal kabul edilir. Bununla birlikte, “implantın enfeksiyon kaptığı nasıl anlaşılır?” sorusu, hastaların kafasını sıklıkla kurcalar. Çünkü normal iyileşme belirtileri ile enfeksiyon belirtileri arasındaki ince çizgiyi kaçırmak oldukça kolaydır. Bu nedenle, görülen belirtileri doğru yorumlamak ve gerektiğinde uzman görüşü almaktan çekinmemek gerekir.

İlk olarak ağrı düzeyini gözlemlemek faydalı olabilir. Eğer ağrı birkaç gün içerisinde hafifleyeceğine giderek artıyorsa veya istirahat halinde bile ağrı hissediliyorsa bu olası bir enfeksiyonun göstergesidir. Buna ek olarak beklenenden fazla veya sert bir şişlik söz konusuysa, bölgenin dokunulduğunda aşırı sıcak veya hassas olması da dikkate değer işaretlerdir. Küçük bir ihtimal de olsa, implant sonrası apse şeklinde bir sertlik ve içi iltihap dolu bir kitle oluşumu görebilirsiniz. Böyle bir tabloyla karşılaşıldığında vakit kaybetmeden hekime başvurmak gerekir.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer belirti ise kanama sürekliliğidir. Operasyon sonrası ilk günlerde hafif kan sızıntıları normal karşılanabilir. Ancak dikişli bölgede veya diş etinin etrafında kanamanın azalmadan devam etmesi, kendi kendine durmayan ya da tekrar tekrar başlayan yoğun kanama, diş eti dokusunun tahriş olduğunu ve bölgede bir sorun olduğunu düşündürmelidir. Bu sorunlar enfeksiyonla iç içe gelişebileceği gibi yanlış bakım ya da aşırı zorlama nedeniyle de ortaya çıkabilir. Her iki durumda da profesyonel bir kontrol şarttır.

Ağız içinde yayılan kötü koku, hastalar tarafından sıklıkla ihmal edilen veya geç fark edilen bir belirtidir. Özellikle düzenli diş fırçalama ve ağız bakımına rağmen geçmeyen rahatsız edici bir ağız kokusu, o bölgede bakteri üremesinin yoğun olduğunu işaret edebilir. Beraberinde gelen kötü tat da söz konusu ise enfeksiyon ihtimali yükselir. Bu durumlarda, hekimin yapacağı muayene ve gerekirse radyolojik inceleme ile kesin teşhis konur ve uygun tedavi yöntemine karar verilir.

İmplantın enfeksiyon kaptığını nasıl anlayacağım?” diye soran hastalara bir diğer önemli uyarı, implantın gevşemesi veya yerinden oynamasıdır. Normalde kemikle kaynaşma süreci olumlu giden bir implant, ameliyat sonrası süreçte sabit kalır. Fakat iyileşme beklenilen hızda ve nitelikte gerçekleşmezse, çevre dokuda enfeksiyon veya yetersiz kemik bütünleşmesi durumu söz konusu olabilir. Böylece implant hafifçe oynayabilir veya hasta ısırma sırasında dengesizlik hissedebilir.

Aşağıda, “implantın enfeksiyon kaptığını düşünmek için” öne çıkan kısa maddeler yer alabilir:

  • Şiddetli ve giderek artan ağrı
  • Beklenenden fazla şişlik ve kızarıklık
  • Sürekli ya da tekrarlayan kanama
  • Kalıcı kötü koku ve tat
  • İmplantta veya diş etinde gevşeme hissi

Bu maddelerden biri veya birkaçı gözlemlendiğinde, en kısa sürede diş hekiminizle iletişime geçmek son derece önemlidir. Zira erken müdahale, hem tedavi süresini kısaltır hem de implantın uzun vadede sağlıklı şekilde işlevini sürdürmesini destekler.

İmplant İltihabı Kaç Günde Geçer?

İmplant tedavisinden sonra ortaya çıkabilen iltihap veya enfeksiyonun süresi, enfeksiyonun şiddetine, hastanın genel sağlık durumuna ve uygulanan tedavi yöntemine göre değişiklik gösterebilir. Bu sebeple, “implant iltihabı kaç günde geçer?” sorusuna net ve herkese uyan tek bir cevap vermek mümkün değildir. Yine de ortalama olarak, erken aşamada tespit edilen ve uygun tedavi ile desteklenen iltihapların birkaç gün ila bir-iki hafta içinde büyük ölçüde kontrol altına alınması beklenir.

Eğer iltihap hafif seyirdeyse ve yalnızca diş etinin yüzeysel katmanlarını etkiliyorsa, genellikle

  • antibiyotik tedavisi,
  • antiseptik gargaralar ve
  • etkili bir ağız bakımı

rutini ile kısa sürede iyileşme sağlanabilir. Bu durumda hastalar, birkaç gün içerisinde ağrının ve şişliğin hafiflediğini, diş etinde iyileşme belirtilerinin görüldüğünü fark edebilirler. Ancak daha derin dokuları veya kemiği etkileyen, periimplantitis gibi ileri boyutta bir enfeksiyon söz konusuysa tedavi süreci daha uzun ve karmaşık olabilir.

Bu noktada hekimler, bakteriyel yükü azaltmak için küretaj (doku temizliği) yapabilir, lazer uygulamalarından veya özel cerrahi yöntemlerden yararlanabilir. Gerek duyulduğunda lokal ya da sistemik antibiyotik tedavisi de devreye girer. İleri enfeksiyonlarda ise kemik grefti ve yumuşak doku grefti gibi ek prosedürlerle kaybedilen dokuyu geri kazanmaya yönelik işlemler uygulanabilir. Böyle durumlarda iyileşme birkaç haftadan birkaç aya kadar uzayabilir. Çünkü kemik ve diş eti dokusunun yeniden yapılandırılması, vücudun kendini onarma hızına göre değişir.

Hastaların kendi iyileşme süreçlerine katkıda bulunmak için yapabileceği birkaç temel adım vardır. Özellikle enfeksiyon riski olan dönemde:

  • Sigara kullanımından uzak durma
  • Hekimin önerdiği ilaçları düzenli kullanma
  • Ağız hijyenine maksimum özen gösterme
  • Çok sert ve sıcak-soğuk dengesiz yiyeceklerden kaçınma
  • Düzenli aralıklarla kontrol randevularına gitme

Bu adımlar, hem iyileşmeyi hızlandırır hem de implant sonrası enfeksiyon riskini minimize eder. Tedavinin yanı sıra, hastanın yaş, genel sağlık durumu, bağışıklık sistemi ve düzenli ilaç kullanımı gibi faktörler de “implant iltihabı kaç günde geçer?” sorusunun yanıtında büyük rol oynar. Bazı hastalar genç ve sağlıklıyken çok hızlı toparlanabilirken, ileri yaşta veya diyabet gibi kronik rahatsızlıklara sahip bireylerde tam iyileşme daha uzun sürebilir.

Hekimin uyarılarını göz ardı etmemek gerekir. “Ağrı dindi, demek ki iyileşti” düşüncesiyle kontrol randevularını aksatmak, iltihabın altta sinsi bir şekilde ilerlemesine olanak tanıyabilir. Mutlaka tavsiye edilen süre zarfında takip muayenelerine gidilmeli, gerektiğinde ek tedavi yöntemleri için zaman kaybetmeden harekete geçilmelidir. Bu özenli yaklaşım, implantların sağlıklı bir şekilde işlevini sürdürmesine yardımcı olacaktır.

İmplant Vidasının Tutmadığı Nasıl Anlaşılır?

İmplant tedavisinin en kritik aşamalarından biri, yerleştirilen vidanın çene kemiğiyle sağlam bir şekilde kaynaşmasıdır. Bu işlem “osseointegrasyon” olarak adlandırılır ve implantın uzun vadeli başarısı büyük ölçüde bu sürece bağlıdır. Peki, “implant vidasının tutmadığı nasıl anlaşılır?” Sorunun yanıtı hem hasta hem de hekim açısından oldukça önemlidir. Çünkü tutunma problemi erken safhada belirlenip müdahale edilmezse, implant kaybı ya da daha uzun ve zahmetli bir tedavi süreci gündeme gelebilir.

Öncelikle hastalar açısından bakıldığında, operasyondan belli bir süre geçmesine rağmen implant bölgesinde ısırma, çiğneme veya konuşma sırasında devam eden rahatsızlık hissi veya ağrı gözlenebilir. Normal iyileşmede birkaç gün içinde azalan ağrı, tutunma problemi varsa azalmak yerine artma eğiliminde olabilir. Ayrıca implant sonrası enfeksiyon belirtileri (kızarıklık, şişlik, akıntı veya kötü koku) gözlemleniyorsa bu durum da implantın kemikle doğru şekilde birleşememesine zemin hazırlayabilir.

İmplant vidasının tutmadığının bir diğer göstergesi de gevşeme veya sallanma hissidir. Hastalar, dil veya parmak yardımıyla implant destekli dişi hafifçe yokladıklarında, küçük bir hareket dahi hissederlerse bu normal bir durum değildir. Zira sağlam bir şekilde tutunan implant, günlük işlevlerde herhangi bir oynamaya ya da gevşemeye izin vermez. Bunun yanında ısırma testleri sırasında implantın sanki tam yerinde oturmadığı, hafif bir basınç veya kayma hissi verdiği durumlar da “vida tutunması” problemine işaret edebilir.

Hekim kontrolü esnasında röntgen ve tomografi gibi görüntüleme yöntemleriyle, çene kemiği ve implant arasındaki bağlantı incelenir. Eğer kemik dokusu, implant yüzeyini yeterince kavrayamamış veya bölgede yoğun kemik erimesi başlamışsa, implantın tutunmadığı açıkça görülebilir. Bu durum bazı hastalarda implantın tamamen çıkarılmasını ve ilerleyen dönemde kemik güçlendirme işlemlerinin yapılmasını gerektirir. Ardından yeni bir implant yerleştirme prosedürüne geçilebilir.

İmplant vidasının tutmamasında en yaygın sebeplerden bazıları şunlardır:

  • Yetersiz kemik hacmi ve yoğunluğu
  • Yanlış cerrahi planlama veya uygulama
  • Aşırı erken yükleme (implantın üzerine çok kısa sürede kuvvet uygulanması)
  • Kötü ağız hijyeni ve enfeksiyon oluşumu
  • Hastanın sigara kullanması veya kronik hastalıklar gibi sistemik faktörler

Bu nedenlerden biri ya da birkaçı, osseointegrasyon sürecini olumsuz etkileyerek implantın başarısızlığına yol açabilir. Eğer hastalar, “implant vidasının tutmadığı nasıl anlaşılır?” diye merak ederken yukarıda bahsi geçen belirtileri fark ederse, hızlıca hekimlerine başvurmalıdır. Bu sayede sorun erken safhada teşhis edilip giderilebilir veya gerekirse implant çıkartılarak ileride daha sağlıklı bir zeminde yeni bir tedavi planı hazırlanabilir. Unutulmamalıdır ki doğru koşullarda yapılan ve iyi bakılan implantların tutmama ihtimali oldukça düşüktür. Ancak herhangi bir terslik sezildiğinde erken müdahale etmek, ağız sağlığı ve tedavinin başarı oranı açısından kritik önem taşır.

İmplant Sinire Baskı Yaparsa Ne Olur?

Diş implantı uygulamalarında en istenmeyen komplikasyonlardan biri, yerleştirilen implantın sinirlere baskı yapmasıdır. Özellikle alt çene bölgesinde bulunan alveolar sinir veya mental sinir, implant yerleştirme sürecinde dikkate alınması gereken anatomik yapılardır. Eğer implant sinir hattına çok yakın konumlandırılmışsa ya da operasyon esnasında sinire istemeden zarar verilmişse, hastada çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Peki, “implant sinire baskı yaparsa ne olur?” sorusunun yanıtını detaylandırmak gerekirse birkaç temel belirti ve riskten söz edilebilir.

En yaygın belirti, uyuşma veya karıncalanma hissidir. Hasta, dudak, çene veya dil bölgesinde hissizlik, uyuşma veya iğne batması şeklinde garip hisler fark edebilir. Bu semptomlar, sinire doğrudan baskı uygulanmasından veya travma meydana gelmesinden kaynaklanır. Bazı vakalarda uyuşukluk kalıcı olabilirken, bazılarında belirli bir süre sonra kademeli olarak iyileşme gözlemlenebilir. Erken teşhis ve müdahale, geri dönüşü olmayan sinir hasarı riskini azaltır.

Ağrı da olası bir semptomdur. Ancak sinir hasarının tipine göre ağrı, sürekli bir sızı şeklinde olabileceği gibi elektrik çarpması benzeri anlık keskin atımlar olarak da hissedilebilir. Sinir baskısı, bazen hastanın yemek yemesini, konuşmasını ya da günlük aktivitelerini olumsuz etkileyecek kadar şiddetli olabilir. Dolayısıyla, böyle bir durumda diş hekiminin veya ağız, diş ve çene cerrahisi uzmanının müdahalesi zorunluluk haline gelir. Gerekirse implantın yeri değiştirilerek sinir üzerindeki baskının kaldırılması amaçlanır.

Nadiren de olsa bazı hastalarda kas kontrolünde sorunlar veya yüz ifadesinde hafif bozulmalar gözlenebilir. Sinir yapıları, duyusal iletim kadar motor fonksiyonlarla da ilişkili olabilir. Bu tür bir komplikasyon, daha ileri cerrahi uygulamalar gerektirebilir. Uzman hekimler, implant planlaması sırasında alınan dijital görüntülerde sinirlerin konumunu dikkatlice inceler ve implantın sinirden güvenli bir uzaklıkta olmasına özen gösterir. Ancak her ne kadar modern teknoloji ve titiz cerrahi yöntemler kullanılsa da nadir de olsa sinir hasarı yaşanabilmektedir.

Hastalar, “implant sinire baskı yaparsa ne olur?” diye endişeleniyorsa, bu olasılığı düşürmek için şunlara dikkat edebilir:

  • Tecrübeli ve uzman bir hekim tercih etmek
  • Tedavi öncesinde yeterli radyolojik inceleme yaptırmak
  • Olası riskler hakkında detaylı bilgi almak
  • İlk belirtilerde hızlıca doktora başvurmak
  • Planlanan implantın boy, çap ve konum seçimine özen göstermek

Bu önlemler, sinire baskı riskini en aza indirir. Yine de farkında olmadan gelişen bir sinir hasarı ya da baskısı durumunda ise erken müdahale büyük önem taşır. Uzman diş hekimi veya çene cerrahı, implantın konumunu düzeltmek, implantı çıkarmak ya da sinir dokusunu rahatlatacak cerrahi adımları atarak kalıcı hasarın önüne geçmeye çalışır. İyileşme süreci hastadan hastaya farklılık gösterse de doğru tedavi ve istirahat ile ciddi sinir hasarları bile kısmen veya tamamen düzelebilir.

Küçükçekmece KlinikArtı Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği

Küçükçekmece’de hizmet veren KlinikArtı Diş Kliniği, modern diş hekimliği uygulamalarını hastalarına konforlu bir ortamda sunmayı amaçlayan uzman ekibiyle ön plana çıkar. Kliniğimizde; diş sağlığının korunması ve tedavisi, güncel teknolojilerin kullanıldığı, sterilizasyon standartlarına sıkı sıkıya bağlı kalınan bir ortamda gerçekleştirilmektedir. Hasta memnuniyetini temel ilke olarak benimseyen KlinikArtı, teşhisten tedavi planlamasına kadar her aşamada bireysel ihtiyaçları esas alır ve kişiye özel yaklaşımlar sunar.

Küçükçekmece KlinikArtı Diş Kliniği olarak, güçlü ekibimizle birlikte ağız ve diş sağlığı konusunda geniş bir yelpazede hizmet veriyoruz. Özellikle implant tedavileri alanında uluslararası standartlara uygun teknolojiler ve titiz cerrahi yöntemler kullanarak, hastalarımızın hem estetik hem de fonksiyonel gereksinimlerini karşılamayı hedefliyoruz. Ayrıca, diş eti hastalıklarından çocuk diş hekimliğine, ortodontik tedavilerden estetik uygulamalara kadar genişleyen branşlarımızla her yaş grubuna hitap eden kapsamlı tedavi seçenekleri sunuyoruz.

Alanında uzman hekimlerimiz ve deneyimli personelimizle, her aşamada hastalarımıza destek olmaktayız. Tedavinin planlanması sürecinde röntgen, tomografi gibi ileri görüntüleme tekniklerini kullanarak teşhisi netleştiriyor ve en uygun tedavi yöntemini hastalarımızla birlikte belirliyoruz. Böylece şeffaf iletişim ve güven odaklı bir yaklaşım sağlıyor, tedavi süreçlerinde hastalarımızın yanında oluyoruz.

Aşağıda, kliniğimizin sunmuş olduğu hizmetlere ait detaylı bilgilere ulaşabileceğiniz bağlantıları bulabilirsiniz:

Eğer siz de implant tedavisi veya diğer ağız ve diş sağlığı hizmetleri konusunda güvenilir bir adres arıyorsanız, Küçükçekmece KlinikArtı Diş Kliniği ailesi olarak sizleri misafir etmekten mutluluk duyarız. Tedavi planlaması, takip ve kontrol aşamalarında gösterdiğimiz özenle, sağlıklı ve özgürce gülümseyebileceğiniz bir gelecek için yanınızdayız.

Muayene ve Tedavi için Randevu

0 (552) 603 4 030
0 (212) 541 4 540
0 (212) 541 4 541

Küçükçekmece İmplant

Küçükçekmece Diş Kliniği

Küçükçekmece Diş Polikliniği

Halkalı Diş Hastanesi

Halkalı Diş Kliniği

Halkalı Diş Klinikleri

Halkalı Diş Hastaneleri

Yazı sadece bilgilendirme amaçlıdır. Teşhis, tanı ve tedavi için kullanılamaz. Muayene sonrası doktor tavsiyesi yerine geçmez.

WhatsApp Hızlı İletişim